Şimdi size bir hikaye anlatıyorum, bu hikayedeki saçmalığı bulmanızı istiyorum.
Bi karı-koca yurtdışındaki yakınlarını ziyarete giderler.
Sürpriz yapmak için önceden haber vermemişlerdir.
Adresi bulduklarında kapıda; Akşama döneriz diye bi not bulurlar.
Karı-koca akşama kadar ne yapacağını düşünürken akıllarına
kiliseye gitmek gelmiş. Gidelim nasıl bi yer görelim hemde dinleniriz demişler.
Kiliseye gitmişler, bi süre ibadet faslından sonra hemen hemen herkes çıkmış kiliseden.
Karı-koca yaslanmışlar birbirine, adam karısının omzuna yaslanıp kestirmeye başlamış.
Kadında kitap okumaya başlamış..
Adam rüyasında bi ülkenin kralı. Çok zalim, halk şikayetçi kraldan.
İsyan çıkarıp kralı kaçırmaya karar verir halk. Kaçırıp kellesini kesecekler.
Bigün kaçırırlar kralı, ormanda tören usulü cellada teslim ederler krallarını.
Cellat hiç acımadan indirir baltayı tam tamına adamın boynuna.
Adam o korkuyla birden sıçrar, uyanırken başı karısının dizine doğru kayar,
karısı korkar ve elinden kitap düşer, adamın boynuna gelir ve adam oracıkta ölür.
Rüyasında kellesi kesildi, gerçek hayatta boynuna kitap düştü öldü.